عده ای معتقد بودند که اقتصاد زیربنا است،

بعد از چهل سال باید دوباره بحث های اول انقلاب رونمایی شود! زیرا که هنوز بسیاری از انها روشن نشده است. یکی از این بحثها روبنا و زیربنا! بود. عده ای معتقد بودند که اقتصاد زیربنا است، و فرهنگ روبنا! و از تئوری ابزاری استفاده کرده می گفتند: ابزار که اختراع شد فرهنگ جدید می اورد. مثلا وقتی فضای مجازی را پذیرفتیم، باید پیامد های فرهنگی ان را هم بپذیریم. اما عده ای می گفتند: ابزار مهم نیست، کاربر ابزار مهم است. یعنی کسی که آن را ایجاد کرده، و پیش می برد. البته دکتر سروش می گفت :زیر بنا هرچه باشد ارتباطی به روبنا ندارد. جهان بینی شخص میتواند از ایدئولوژی او جدا باشد. در بحث مادیگرایی هم به شکل دیگری مطرح می شد: بنام اصالت وجود و اصالت ماهیت. برخی ها می گفتند: اول وجود است، بعد تفاوت های آنها ظاهر می شود  و برخی می گفتند فبل از وجود طراحی می شود، و بعد به همان سرشت خود ایجاد می شود. اینکه این بحث های فلسفی به چه درد می خورد؟ به این دلیل است که بعد از چهل سال، هنوز مشکلات اقتصادی حل نشده است. چون اصالت را به اقتصاد دادند، ولی ابزار های ان را ندادند. یکی از این ابزار ها بی وطن بودن است. نمیتوان هم شرف داشت و هم اقتصاد!(کرم داران را به دست اندر درم نیست)نمی توان هم خدا را داشت و هم خرما را.  در هیچیک از آیات قران کفته نشده: برای آبادی دنیا بکوشید! بلکه برعکس همه جا گفته دست از دنیا بکشید. تمام کشورهایی که به عنوان الگوی توسعه برای ایران معرفی می شوند، همگی وابسته هستند. یعنی پیشرفت خود را از آمریکا گرفته اند. طبیعتا اگر ما هم بخواهیم مثل آنان، پیشرفت کنیم باید مرگ بر آمریکا نگوییم! زیرا کسی که دستش دراز است (گدایی می کند) باید زبانش کوتاه باشد. در زمان امام خمینی این مشکل حل شده بود. ایشان می گفت ما برای شکم انقلاب نکردیم! انقلاب ما یک انقلاب فرهنگی و الهی است. با صراحت می فرمود: اقتصاد مال خر است. زیرا این حیوان زبان بسته فقط برای: خوردن و کار کردن است. اما شعار کمونیست ها: نان، کار ، ازادی بود. یعین اول نان که شکم پر شود، بعد کار که مثل خر حمالی بکنند.(باراندازها مرکز تبلیغات لنین بود) در اخر اگر همه چیز ردیف شد، آزادی هم یدهند تا چند تا جفتک بیاندازد! بعد از رحلت امام خمینی این موضوع کاملا بایکوت شد. و بانکها جاکمیت پیدا کردند. زیرا نان و مسکن و کار به دست آناها بود. فکر و ذکر همه شد: وام بگیرند و پس ندهند، یعنی اختلاس کنند. زیرا نیاز های مادی حد یقف ندارد. کسی که وام نگرفته فکر می کند اگر وام بگیرد، همه مشکلاتش حل می شود. بعد که وام می گیرد، هیچ انگیزه ای برای پس دادن آن ندارد. زیرا که آن را حداقل: سهم خودش از زندگی می داند. وقتی به او فشار وارد می شود که پس بدهد. دنبال وام دیگری می رود، تا آن را بدهد(کلاه به کلاه می کند) و این روند رو به افزایش می گذارد. لذا نقدینگی در جامعه افزایش یافته، تقاضا برای کالاها بالا می رود. این رشد تقاضا، به رشد قیمت ها (تورم)دامن می زند. همه جامعه دچار بیماری حرص و آز می شوند! هرچه می دوند به جایی نمی رسند. در حالیکه همه چیز دارند، ولی فکر می کنند چیزی ندارند، و دیگران حق انها پایمال کرده اند. لذا وارد فاز ی و اختلاس می شوند. دولت هم می شود شاه !از این ها می د.( همه اینها نتیجه بحث فلسفی زیر بنا و روبنا است). نکته مهم این است که همه این ی ها، با قیافه حق به جانب هست. مثل عیاران قدرم و داش مشتی ها، می گویند ما گوشت را از بغل ران می بریم.! پول بانکها را اختلاس می کنیم. ارز را یا بنزین را گران می کنیم تا از پولدارها بگیریم، به فقرا بدهیم.

Üst yapı nedir?

Kırk yıl sonra devrimin ilk tartışmaları tekrar açıklanmalı! Çünkü birçoğu henüz net değil. Bu argümanlardan biri üstyapı ve altyapı! Öyleydi. Bazıları ekonominin temeli olduğuna inanıyordu ve kültürün de üst yapısı! Ve şunu söylemek için enstrümantal teori kullandılar: icat edilen araçlar yeni bir kültür getiriyor. Örneğin, siber alanı kabul ettiğimizde kültürel sonuçlarını da kabul etmeliyiz. Ancak bazıları aracın önemli olmadığını, kullanıcının önemli olduğunu söyleyebilir. Bu, onu yaratan ve ilerleten kişidir. Tabii ki, Dr. Soroush: Altyapının üstyapı ile ilgisi yok” dedi. Birinin dünya görüşü, birisinin ideolojisinden ayrılabilir. Materyalizm konusu da başka bir şekilde sunuldu: varoluşun özgünlüğü ve doğanın özgünlüğü. Bazıları, önce var olduğunu, sonra farklılıklarının ortaya çıkacağını, bazılarının ise masalların varoluştan tasarlandıklarını ve sonra kendi doğalarında yarattıklarını söyleyeceğini söyleyecekti. Bu felsefi tartışmaların faydası nedir? Bu nedenle, kırk yıl sonra ekonomik problemler henüz çözülmedi. Çünkü ekonomiye özgünlük verdiler, ancak araçları vermediler. Bu araçlardan biri vatansız olmaktır. Hem onur hem de ekonomiye sahip olamazsınız! (Solucanlar benim elimde değil) Hem Tanrı'ya hem de tarihlere sahip olamazsınız. Kuran ayetlerinin hiçbiri şöyle demez: dünyanın refahı için çabalayın! Aksine, dünyayı tam tersine pes edin. İran için bir kalkınma modeli olarak tanıtılan tüm ülkelerin hepsi bağımlı. Yani, ABD'den ilerleme kaydettiler. Doğal olarak, onlar gibi ilerlemek istiyorsak, Amerika'ya hayır dememeliyiz! Uzanmış birinin dili kısa olmalıdır. Bu sorun Humeyni'nin zamanında çözüldü. Karnımızda devrim yapmadığımızı söyledi! Devrim, kültürel ve ilahi bir devrimdir. Netleştirdi: ekonomi bir karmaşa. Çünkü bu hayvan sadece kapalı bir dildir: yemek ve çalışmak. Ancak Komünistlerin sloganı: ekmek, emek, özgürlük. Yani, göbeği dolduran ilk ekmek, sonra bir eşek gibi yapılacak iş. İmam Humeyni'nin çöküşünden sonra bu sorun tan boykot edildi. Ve bankalar cesareti buldu. Çünkü ekmekleri, barınakları ve emekleri vardı. Şöyle düşünülmüş: ödünç almak ve vermemek, yani, zimmete geçirmek. Çünkü malzeme ihtiyaçlarının bir sınırı yoktur. Bir borçlu, ödünç alırsa tüm sorunlarının çözüleceğini düşünüyor. Ödünç aldığında, geri ödemeye teşviki yok. Çünkü en azından bunu biliyor: kendi yaşam payını. Geri vermek için baskı yaptığında. Borç vermek için başka bir borç arıyor (şapkadan şapkaya) ve bu eğilim artıyor. Toplumda likidite arttıkça, meta talebi de artmaktadır. Talepteki bu büyüme, fiyatların yükselişine neden oldu. Topluluktaki herkes hastalanır! Her ne koşarlarsa, hiçbir yere varamazlar. Her şeye sahip olsalar da hiçbir şeylerinin olmadığını düşünüyorlar ve diğerleri haklarını çiğniyorlar. Böylece hırsızlık ve zimmete geçirme aşamasına girerler. Hükümet aynı zamanda hırsızların kralı olur! Bu hırsızlardan çalınır (bunların tümü üst yapının altında yatan felsefi bir argümanın sonucudur). Önemli olan, bu soygunların hepsinin doğru görünmesi. Büyük kesiciler ve delgeçler gibi, etleri uyluklarımızdan çıkardığımızı söylüyorlar! Bankalardan para ziyan ediyoruz. Zenginden para almak için para ya da benzini fiyatlandırır, yoksullara veririz.